10 Mayıs 2008 Cumartesi

Bugun ne giydim??


Bir Galatasaray taraftarı olarak tabiki bugun GS forması giydim, tüm Galatasaraylıları canı gönülden kutlarım :)

9 Mayıs 2008 Cuma

Ben mi, Alexa mı??





Bu gri bahar havasını nasıl uzaklaştırabilirim diye düşünürken, arşivdeki görüntülerimin de yardımıyla aklıma bir süredir yapmak istediğim bir şey geldi. Hani kime daha çok yakışmış anketleri oluyor ya, işte şimdi ben ve dunyadan insanları karşılaştırıp,biraz eğleneceğiz, bu blog benim olduğuna göre en azından ben eğleneceğim :)( Çok mu cadıca oldu? )

İlk kıyafetimiz Topshop kahve-mor desenli elbise, elbiseyi benim dışımda İngilizlerin son bir yıldır falan yıldızı parlayan yeni stil ikonlarından model/ sunucu Alexa Chung giymiş.Bu elbiseyi ben 07 yaz indiriminde aldım, yazın giyme fırsatım olamadan,kışa mor çorapla kombinlendim, Alexa ise elbiseyi yazlık olarak naturel tonlardaki ayakkabılarıyla tamamlamış. Ben de yazın o tipte olmasa da o tonlarda bir ayakkabı ile giyerdim, kızımızın uzun ve ince bacakları da kendisinin bir artısı tabi :))

İkinci parçamız H&M yakası fiyonklu bluz. Ben bu üstü siyah dar paca jean, gri platform ayakkabı ve siyah çanta ile tamamlarken, dunyadan aynı zevke sahip diğer hanım kızımız yine siyah dar kesim pantolon,duz çizmeler ve çapraz çanta ile tamamlamış, ancak onun fiyonguna ne olmuş anlayamadım.

Simdi sizin göreviniz, fotoğraflara bakıp, kime yakışmış yorumlarında bulunmak, hadi bakalım!!

Dip not: Bu arada bugun okuduğum bir yazı üzerine Marc Jacobs'ın acaip reklam fotoğraflarını çeken( En son bakınız Victoria Beckham ), tarzına hayran olduğum fotoğrafcı Juergen Teller'ın fotoğraflarından oluşan bir sergi nedeniyle İstanbul'a geldiğini öğrendim, aynı yazıda Marc Jacobs'ın da İstanbul'da olma ihtimali olduğunu okuyunca, halimi tahmin edersiniz sanırım. Bu hafta sonu bu dedikodunun izini süreceğim, doğru olmasa bile en azından sergiye gideceğim kesin. Herkese iyi hafta sonları :))

8 Mayıs 2008 Perşembe

Bugün ne giydim?


Havaların çok iyi gitmemesi, dolabımın arka tarafında uzun süredir duran Minnetonka botlarımı ihmal ettiğimi aklıma getirdi, bugün onlara biraz ilgi gösterip, içimdeki Pocahontas'ı hayata geçirdim :)

*Zara jean
*Topshop tshirt
*Minnetonka botlar
*Zara deri ceket
*Divided by H&M şal

Galata'da moda rüzgarları



Posta kutuma düşen bu aktiviteyi sizinle paylaşmak istedim, tüm açıklamalar flyerda mevcut olduğu icin ayrıca bir sey yazmıyorum, bakınız :))

6 Mayıs 2008 Salı

I. Akaretler çıkartması









Geçtiğimiz cumartesi Nişantası turu bizi kesmedi ve cumadan beri içimi kemiren Marc Jacobs mağazalarını ziyaret etme isteğiyle Akaretlere doğru yola koyulduk. İlk önce Marc Jacobs mağazasına girdik, girişte sağda ve solda çanta ve ayakkabıların olduğu vitrin ve raflar vardı. Ayakkabılardan pek beğendiğimiz olmadı, o garip topuklu adı her neyse olan ayakkabıların siyahından vardı, yakından daha da çirkin olduklarına karar verdik. Çantalardan bolca Stam vardı ama şu Victoria Beckham'lı reklamlarda, öptüğü kurbağalı çantaları gördük,delirdik ve Marc Jacobs'ı neden sevdiğimizden bir kez daha emin olduk. Pembe,yeşil gibi canlı renklerdeki çantalar gerek şekil, gerek tasarım, gerekse sap olarak kullanılan zincir materyali ile bizi bizden aldılar. Çantalardan kopması zor olsa da iceriye doğru seğirttik, içersi sıradan bir butik gibiydi, etkileyici bir dekor ve içerik yoktu.

Oradan çıkıp Marc by Marc Jacobs'a geçtik burası tabiki bize daha çok hitap ediyordu,giriş diğeriyle aynı şekilde düzenlenmişti, 30 Nisan tarihli istek listemde bulunan çantalardan ve daha önce yazdığım colorblock cantadan vardı ama fiyatı biraz artmıştı, döviz kurundan kaynaklanabileceğini düşündüm.Kıyafet bölümüne geçtiğimizde, bitmemiş gibi ham duran duvarların üzerine sürülen mavi boya hoşumuza gitti, en çok fotografı burda çektim. Bir kaç elbise ve üst beğendik.Erkek bölümünden, erkek arkadaşım için 2 renkli polo yaka tshirtlerden hediye aldım. Personel gayet yardımcı ve güleryüzlü idi ancak çeşit biraz daha arttırılabilir diye düşünüyorum,zaten mağaza çok yeni, bu da olacaktır sanırım.Kötü haber, tshirt en büyük beden olmasına rağmen sevgiliye olmadı, kendisinin Marc Jacobs'dan giyinebilecek incelikte olmadığına kanaat getirip, derhal zayıflamasını salık verdim :), bu hafta içinde değiştirip ssnırım kendime bir şey bakacağım.

Ordan ver elini Chloé;içersi bembeyaz,en çok buranın çalışanlarını sevdik, mağazadaki çantalar gözümüzü kamaştırdı Bay bag senin Saskia benim hepsi birbirinden güzeldi. Bir süredir denemeyi düşündüğümüz o pek stylish duran iki ayakkabıyı denedik,biri bu pembe topuklu ayakkabı, diğeri de sunun mavisiydi ama tüm o muhteşem teknolojik görünümlerine karsın hiç ergonomik değillerdi. Pembe topuklu olanın benim için 3 sorunu vardı, defilede modellerde de görülen, ayakkabının üzerine ağırlık binince yanlardan açılıp kötü durması,topuğunun çok küçük bir alana yayılması yüzünden yürürken oluşan denge sorunu ve bileğime bol gelmesi, diğerinin de yine bilekten sarmaması bu ayakkabıların modellere nasıl olduğu yolunda kafamda soru işaretleri oluşturdu. Neyse, sonra arkadaşım Chloé yüzüklerini beğendi, ben de ona pembe olanı doğum günü hediyesi olarak aldım,üstünde minik taşları ve Chloé yazısı var şirin bir şey, biraz kasada sorun vardı ama bunu da yeni olmalarına verdik.

Sırada bizim yine çok sevdiğimiz bir marka olan Marni vardı, ayakkabı ve takılara bittiğimizi bilmem belirtmeme gerek varmı,bu sene Marni'nin ayakkabıları kesinlikte wish listimde. Bu mağaza da oldukça başarılıydı, içerde ortada elbisenin altından hava üfleyen bir düzenekle farklı bir ortam yaratılmıştı.

Ferretti,Etro ve Lanvin'e girmedik, Sergio Rossi ve Jimmy Choo'ya vitrinden baktık ve turumuzu tamamladık, Marc Jacobs mağazalarının burada olması sebebiyle buraya periyodik ziyaretler yapacağımız konusunda görüş birliğine varıp, Kırıntı'da tavuklu quessadilla ları mideye indirmek üzere yokuşu tırmanmaya başladık.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...